Dört yaşında iken çocuk tacirleri tarafından kaçırılması üzerine şekli bozulan yüzüyle hayatı boyunca gülemeyen bir adamın hikayesi. "The Man Who Laughs" romanı gerçek bir hikayeye dayanıyor. 2018 yılında Asya'da ilk üretilen müzikal "The Man Who Laughs".
Romanın Arka Planındaki Hikayeler
17. Yüzyıl Britanya'sında şekli bozulan vücut yapılarına sahip insanların kullanıldığı, ve "Kim daha korkunç canavarlara sahip?" şeklinde yarıştırıldığı "Canavar Şovları" yapımcılar ve asiller arasında büyük bir patlama yapmıştı. O zamanlarda barbar çocuk tacirleri gecekondularda büyüyen çocukları kaçırıp kasıtlı olarak onları dönüştürüyor ve onların ticaretini yapmayı amaçlıyorlardı. Fransız yazar Victor Hugo 1896'da bu durumu eleştiren ve suçlayan bir içeriğe sahip "The Man Who Laughs" adında roman yayınladı. "The Man Who Laughs" Victor Hugo'nun yazdığı en iyi roman olarak görüp övdüğü eseridir. Önceki eserleri Notre Dame'ın Kamburu(1831) ve Sefiller'de(1862) de olduğu gibi, Hugo'nun insanoğluna karşı olan samimi bakışıyla beraber derin kavrayışını ve dehşet verici toplumsal hareketleri bu romanda da görebilirsiniz.
"The Man Who Laughs" Filminin Senaryosuna Kısa Bir Bakış
Romanın baş kahramanı Gwynplaine dört yaşındayken çocuk tacirleri tarafından yüzü yırtılıyor ve sonrasında terk ediliyor. Sokaklarda dolanıyor ve kar fırtınasının ortasında ölmüş annesinin kolları arasında duran kör bir kız olan Dea'yı buluyor. Küçük Dea ile beraber sokaklarda dolaşırken şans eseri Ursus adında bir aracı ile karşılaşıyorlar. Onunla ve Dea ile birlikte Gwynplaine hiç bir hedefleri olmadan etrafta dolaşmaya başlıyorlar. Ursus Gwynplaine'nin şekli bozulmuş yüzünün insanların ilgisini çektiğini keşfediyor ve bunun ardından Dea ve Gwynplaine'nin hikayesinden bir oyun üretiyor.
Oyun o kadar popüler oluyor ki Gwynplaine'nin oyununu Lady Josiana bile öğreniyor. Josiana Gwynplaine'nin performansıyla büyülendikten sonra tutkulu bir şekilde cezbediliyor ama Gwynplaine "Spontane" bir şekilde bir sonraki gösterisinde "Zenginlerin cenneti fakirlerin cehenneminden yapılmadır" diyor. Bu sözler gösteri alanındaki Gwynplaine hariç herkesi şaşırtmış olsa da Lady Josiana gösteriyi ayakta alkışladı ve bu gösteriye sarayda performans sergilemeleri için bir şans vereceğini söyledi. Oyun sonrasında daha da popüler olmasının ardından Gwynplaine'nin yüzünün şeklini bozan çocuk tacirlerinin şefi ortaya çıkıyor ve Gwynplaine'nin asil bir yetim olduğu öğreniliyor. Gwynplaine sarayda lüks içinde bir hayat yaşamaya başlıyor. Asilliği hakir gören Gwynplaine reddetmeyi denese de bu durumu kabulleniyor ama durumu "Onun kanunları değiştirebilecek otoritesi olacak" denildiğini duyduktan sonra kabul ediyor ve sarayında düzenlediği büyük partiye Dea ve Ursus'u davet ediyor. Ancak partiye katılan insanların Gwynplaine'ye itibar etmemesi üzerine bunları izleyen Dea ve Ursus ona geri dönmesini söyleseler de Gwynplaine bu fikre katılmıyor. Üst ve alt sınıf arasındaki uçurumu çözmeye çalışıyor ve Kraliçenin önünde konuşma yapacak kadar ilerliyor. Lakin parlamento üyeleri ona konuşmayı durdurup onları eğlendirecek bir şeyler göstermesini söylüyorlar.
Hayal kırıklığına uğrayan Gwynplaine bir kez daha Dea ve Ursus'un yanına dönüyor ama Dea'nın onun gitmesinin acısıyla ilaç alarak çoktan hayatını kaybettiğini görüyor. Asil hayatını ve sevdiği ailesini kaybetmesinin ardından, Gwynplaine neye karar verecek?
"The Man Who Laughs" isimli roman Gwynplaine üzerinden üst sınıfın açgözlülüğü yüzünden acı çeken alt sınıfları ve 17. yüzyıl Britanya'sının politik ve toplumsal kargaşasını ironik bir şekilde ortaya koyuyor. Pazar alanının bir köşesinde şovunu sergileyen Gwynplane'nin bir anda soylu bir ailenin üyesi haline gelmesi bu durumun daha keskin bir şekilde gözler önüne serilmesini sağlıyor. Bu iki farklı sınıfın tek ortak noktası ise iki taraftan da Gwynplaine'nin zarar verilen ağzıyla "Alay etmeyen" kimsenin çıkmamış olması.
Dikkate alınması gereken ise Gwynplaine'nin korkutucu ve güzelce zarar verilmiş ağzının filmdeki birçok karakterin motifi haline gelmesi.
DC çizgi roman serisinden uyarlanan filmin kötü adamı olan Joker karakterinde Gwynplaine'den esinlenildi. Bu karakterin söylediği babasının ağzının kenarından bıçağı kaydırarak yüzüne bir gülümseme koyduğu ifadesi "The Dark Knight" filminin en ünlü sözüdür.
NEDEN BU KADAR CİDDİSİN?
Japon "Ghost in the shell" animesindeki bir karakter olan Gülen Adam da Gwynplaine'den esinlenilenerek oluşturuldu ve Fransız dizisi "Highlander"ın karakteri Ursa'da Ursus'tan esinlenilmişti! Bu örneklerde de olduğu gibi romanın karakteri çeşitli şekillerde değiştirilerek orjinal roman Fransa, Almanya, Amerika ve Büyük Britanya'da sayısız filmde ve oyunda kullanıldı.
Müzikali izlerken dikkat edilmesi gereken noktalar
• İlk nokta, gösterideki kemancıların rolü. EMK'nin Youtube kanalı üzerinden geçen Şubat ayında yayınlanan "The Man Who Laughs" müzikalinin tema videosunda görebileceğiniz gibi piyanonun eşlik ettiği üzücü bir keman büyük bir etki uyandırıyor. Gösterinin müzik yönetmeni Kim Moon Jeong keman sesinin Gwynplaine'nin sahip olduğu hassaslığı ifade etmek amacıyla bilinçli bir şekilde kullanıldığını açıkladı. Kemancıların performansı ortaya çıkan işin tüm duygusunu etkileyecek.
• İkinci nokta kostüm ve makyajlar. Üstünkörü bir şekilde tanıtım fotoğraflarında sergilenen "The Man Who Laughs" müzikali karakterlerinin kıyafetleri Disney yapımı "Frozen" filminin ve "Phantom" müzikalinin tasarımcısı Gregory A. Poplyc tarafından dizayn edildi. Poplyc 17. yüzyıl kıyafetlerini oldukları gibi tasarlamak yerine Vivienne Westwood, Balenciaga, ve diğer lüks markalardan esinlenerek "The Man Who Laughs" müzikalinin konseptine de uygun olan dönemi daha çarpıcı bir şekilde ortaya koyacak tasarımlar yapmaya odaklandığını belirtti.
•Ayrıca Gwynplaine'nin zarar görmüş ağzının makyajı da dikkatinizi vermeniz gereken noktalardan biri. Gwynplaine'nin zarar görmüş ağzı izleyicilerde iğrenme ve güzellik karışımı bir duyguyla merak uyandırarak dikkatleri çekiyor. Bu iki farklı çekiciliği görmek için gösteriye opera gözlüklerinizi getirmeniz mükemmel bir fikir olabilir.
Junmyeon'un <The Man Who Laughs> müzikalinin ilk sahnesinden gelen hayran anlatımları: